BM - UNESCO
Dünya Mirası Komitesi oylaması193 devletin tam üye olduğu Birleşmiş Milletler Örgütünün
Eğitim Bilim ve
Kültür Kurumu UNESCO’nun
Dünya Mirası Komitesinin 41. celsesi 2-12 Temmuz günleri arasında Polonya’nın Krakow şehrinde yapıldı. Bu komitenin mevcut dönemde 21 üyesi bulunuyor. Bunlar Angola, Azerbaycan, Burkina Faso, Endonezya, Filipinler, Finlandiya, Hırvatistan, Jamaika, Kazakistan, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Kuveyt, Küba, Lübnan, Peru, Polonya, Portekiz, Tanzanya, Tunus, Türkiye, Vietnam ve Zimbabwe.Söz konusu
Dünya Mirası Komitesi 7 Temmuz 2017 günkü gizli oylamasında tarihi Hebron (El Halil) kentindeki Hz. İbrahim Camiinin bir ‘Filistin Mirası’ olduğuna 12 lehte, üç aleyhte ve altı çekimser oyla karar verdi.Bu karar İsrail ve
ABD tarafından kültürel değil siyasi bir karar olarak nitelendirildi. Sebebi ise söz konusu yapının tarihi ile ilgili.Yahudiliğin en kutsal ikinci mekânıResimde sütun görüntüsü veren dilimli duvarlar Yehuda (Yahudiye) Kralı Herodes (MÖ 73 – MS 4) tarafından yaptırılmış. Yani, İslam’ın ortaya çıkmasından 650 sene öncesine tarihlenen 2000 yıllık bir yapı söz konusu!Herodes tarafından yaptırılan bu binanın çatısı yoktu. Diğer bir deyişle,
bina bir çevreleme duvarıydı. Çevrelediği şey ise Yahudilerin atası ‘İlk İbrani’ Hz. İbrahim ve eşi Sara, oğlu Hz. İshak ve eşi Rivka (Rebeka), torunu Hz. Yakup (İsrail) ve eşi Lea’nın gömülü olduğu çifte kabirlerin bulunduğu mağara!İbranice adıyla Mearat haMahpela.Tevrat’ta anlatıldığı şekliyle Hz. İbrahim, karısı Sara ölünce söz konusu mağarayı onu gömmek için Hititli Zohar oğlu Efron’dan 400 gümüş şekele satın almış.
Tarih MÖ 1900’ler. Yani günümüzden 4000 sene kadar önce! Hz. İbrahim ölünce oğulları Hz. İshak ve
baba bir
anne ayrı kardeşi Hz. İsmail (Yişmael) tarafından oraya gömüldü.Yişmael’in İbranice dilindeki anlamı ‘Tanrı duyacak/duydu’dur.Yahudi halkının atalarının gömülü olduğu kabirleri barındıran bu mağara, Kudüs’te bulunan Hz. Süleyman Mabedinden (Beyt-ül-Makdis / Harem el Şerif) sonra onlar için en kutsal ikinci mekân.Kabirden kiliseye ve camiyeBizans yani Hıristiyan Doğu
Roma döneminde bölgeyi 570 yılında ziyaret eden Piacenza’lı (İtalya) bir hacı, orada bir kilise olduğunu kaydetmiş.637 yılında Hebron şehri Arapların hâkimiyetine girince, mekân, duvarların üzerine bir çatı ilave edilip camiye çevrildi.Haçlılar döneminde, 1100-1188 yılları arasında kilise olarak kullanılan yapı Selahaddin Eyyubi tarafından iki minare ilave edilerek tekrar camiye çevrildi. 1250’den 1517’ye kadar süren Memluk dönemindeyse Yahudilerin önce binanın önündeki ilk beş sonra ise yedinci basamağına kadar yaklaşmasına müsaade edildi.1517’de başlayıp 1917’de son bulan Osmanlı döneminde Yahudiler caminin dışında dua edebiliyorlardı.1929 Hebron katliamı1918-1948 İngiliz yönetimi (1922’den itibaren İngiliz Mandası) altında 1929 yılında Hebron’da yaşayan Yahudiler
Arap komşuları tarafından talana ve katliama uğradılar: 67 ölü, 430 yaralı!Olayları kontrol edemeyen İngiliz yönetimi, kenti Yahudilerinden boşaltınca oradaki 4000 yıllık Yahudi varlığı fiilen son bulmuş oldu.1948-1967 Ürdün yönetimi boyunca İsrail ve Ürdün arasında diplomatik
ilişki olmadığından Yahudilerin söz konusu mekâna ulaşmaları mümkün olmadı.